bİr fİncan ada Çayında
- BESLENME, SPOR, HAYAT
“Hayat tecrübeler kümesidir” derler. İyi ya da kötü aldığımız her nefes, yaşamımıza yeni bir deneyim olarak geri dönüş yapar, farklı perspektiflerden bakmayı öğretir bize. Bazen doğru bildiklerimiz yanlış bazen de yanlış bildiklerimiz doğru çıkar. Kimi zaman hayal kırıklığıyla kimi zaman ise sevinçle taçlandırırız yanılgılarımızı; ama ne olursa olsun aldığımız her nefes bize bir önceki nefesten bir adım önde olduğumuzu gösterir hep. Veeeee biz iki cadı, kısa bir ‘Kaybedenler Kulübü’ toplantısının ardından aslında kaybetmenin, yanlış bilmenin bir son değil yeni bir başlangıç olduğu kanısına bir kez daha vararak sizlerlerle -sağlıklı yaşam adına- doğru bildiğimiz ama al bu bilgiyi at çöpe tadındaki yanlışları paylaşmaya karar verdik. Bakış açınızı değiştirmeye hazır hissediyorsanız 1’e hissetmiyorsanız 2’ye basınız. (For English press 9 J) Düzenlemek için buraya tıklayın. Kilo Vermek ve Sağlıklı Kalmak için Sıkı Bir Diyette Olmalıymışız (Bak sen şu işe!)
Peki biz zihnimizi atın üstündeki idealist süvari, bedenimizi de dört nala koşan at olarak varsayarsak ne olacak? Süvari kendinden emin bir şekilde: “Bu kilolarla devam etmeyeceğim/Formumu korumam lazım!” coşkusuyla atın üstünde “Aman taş attım da elim mi yoruldu” diyerek yoluna devam ederken, bizim emektar atımız yavaş yavaş mahrum kaldığı besinlerden dolayı enerjisiz kalacak ve süvariye karşı olan öfkesiyle çatışarak “Şunu bir üstümden atsam da koşa koşa ilk bulduğum şekerlerle kendimi kaybetsem; fakat enerjimi yeniden kazansam.” derdine düşecek. Sonuç ise hepimizin her seferinde deneyip hayal kırıklığıyla sonlandırdığı olaydan farksız olacak elbet. At kazanmanın gururuyla şahlanacak, süvari ise tek başına dünyadan soyutlanmış bir şekilde karanlığa doğru yol alacak. İşte tam da bu yüzden sıkı diyet programlarından vazgeçip kısıtlamalardan kaçınarak –yani atı kandırarak- yolumuza devam etmek, bizi hedefimize doğru -biraz daha yavaş da olsa- emin adımlarla götürür amma ve lakiiiin illa ki götürür J . Zihin sıkı diyet programlarına kendini şartlamış da olsa bedeni ihtiyaçlarından (karbonhidratı-ekmek,pilav,makarna vb.- tamamen kesmek gibi) tümüyle mahrum bırakmak kısa vadede çözüm gibi görünürken; uzun vadede besin krizlerine yol açarak, kendini mahrum bırakmayan bireye göre kriz esnası ve sonrasında daha fazla tüketildiği gözlemlenmektedir. Bu yüzden bedeni mahrumiyet duygusundan uzaklaştırmak sağlıklı bir yaşam sürmek için birincil hedeflerimizden olmalıdır. Devamı mı? Bir sonraki post’umuzu bekleyin… :) :)
0 Comments
Leave a Reply. |
Yazarlar2 Tatlı Cadı Arşiv
Ocak 2017
Kategoriler |